Beklerken bir post atayım mı ? Yine bir Hint Yağı hikayesi geliyor. Geçen gün sol dirseğimin iç kısmında şişlik , kızarıklık ve müthiş bir ağrı , dokununca acayip bir acı vardı. Kol külçe gibi . Ne olduğunu bilmiyorum ama daha önce de karantina zamanı olmuştu. Evlerde olduğumuzdan doktora da gösteremedim ve aylarca ağrı ve ağırlık sürmüştü . Kafadan sallamayayım ama bursit böyle bir şey mi bilmiyorum. Neyse evlerden çıkar çıkmaz bir MR çektirdim. Ödem var ama çok önemli bir şey değil demişlerdi oysa ağrı devam ediyordu. Sağ kolumla ağır kaldırmam yasak olduğundan solu yıllardır çok yormuş olabileceğimi düşünmüştüm. Diğer aklıma gelen şey de evlerde o dönem telefon ve bilgisayar kullanımımızın artmasıydı. Geçtiğimiz ay da Balance Yağı kampanyası vardı biliyorsunuz. Telefon ve bilgisayar kullanımı yine sapıttı tabi. Hoop aynı yerde aynı ağrı, acı, şişlik , kızarıklık , kol külçe. Gece kolumu koyacak yer bulamıyorum. Bu kez aylarca beklemeye niyetim yoktu. Canım Hint Yağımı bi güzel yedirdim. Uzun kollu giyip bölgeyi sıcak tuttum ve hazır elimdeyken ayak altına da sürüp yattım. Çünkü neden olmasındı :) mis gibi bir uyku , sabaha ağrı, şişlik, kızarıklıktan eser yok tabi. Kol tüy gibi hafiflemiş. %80 lik bir iyileşme. Bir kaç gün daha devamla ve dinlendirme ile tamamen düzelecek gibi . Kolumu yormamam gerektiği mesajını bir kez daha kuvvetli şekilde aldım. Yazının özeti: ✅ ağrılar bize bişey demek ister, onları sevelim , mesajına kulak verelim ✅ hint yağını evlerden eksik etmeyelim, büyüklere de hediye edelim ✅ ağrı , acı, şişlikte yağa bir şans verelim ✅ bilgiyi beğendiysek kendimize saklamayalım , paylaşalım, layklayalım, , yorum atalım , şifaya aracılık edelim, algoritmaya haddini bildirelim 💓 Kaçtım 🙋‍♀️

Yiyecekler sahte olduğu için kendini çöp gibi hissediyorsun. Suyun temiz , canlı ve artık kaynaktan değil . Reçeteler temel nedene yönelik olmadığı için sadece baskılıyor , tedavinin kaynağına inemiyorsun. Karaciğer kızgın. Uyku zayıf. Güneş engelli. Egzersiz göz ardı. Parazitler aktif. Ağır metaller fazla. Bağırsaklar kevgir. Denizler kirli. Duygular şelale. Enerjin durgun. Haberler hep korkunç. Ve sen böyle bir dünyada hala ben doğal yollarla alıyorum deyip “kronik ve otoimmun sorunlarla” boğuşuyorsun çok çabuk yükselip , çok çabuk düşüyorsun belki giderek yalnızlaşıp içe kapanıyorsun instagtam hesaplarından bişeyler öğrenebilirim duygusuyla çaresizce okumaya devam edip , herhangi bir harekete geçemiyorsun. Haftada 2 kez Ayçiçek yağında balık kızartıp Omega3 aldığını sanıyorsun. adığın takviyelerin ne kadar işe yarayıp yaramadığını bilmiyorsun. ama bu uğurda paralar harcamaya devam ediyorsun. Ve bir mucizenin gelip seni bulacağından da eminsin. Gerçekten emin misin ? Ben değildim. Bu yüzden önyargısız araştırdım. Kendini her gün aynada görüyorsun, peki hücrelerimizi her gün aynada görseydik ve ölçebilseydik ne olurdu? Bedenimizin ekran görüntüsünü alabilseydik hayatımızda neleri değiştirirdik? Ben gördüm , ben ölçtüm ve bunları da sizinle paylaşmaya devam edeceğim. Geçen gün soru - cevap yapalım mı dediğimde en çok gelen soruları buradan cevaplamaya karar verdim. Neden Balance Yağı, neden takviye diye sormuşsunuz. O halde ben size sorayım. Neden değil ki ? böyle bir ortamda nasıl olmasın ki ? Çünkü temiz içerik 👌 Çünkü zeytinyağı 🫶 Çünkü bütüncül bakış açısı 👍 Çünkü hücre sağlığı ✅ Dost acı söylermiş Ama enseyi karartmaya gerek yok. doğru bildiğimi söylemeye İçime sineni tavsiye etmeye birlikte öğrenmeye devam.. dün olduğu gibi bugün de🌸🌸🌸 Detaylı bilgi isteyen beni bulsun 🧚‍♀️ #Omega3dosyasıaçılsın #omega3hücredir #omegahammaddedir

Bu yazı vitamingiller.com sitesinde yayınlanmıştır .bir tedavi / reçete/ tavsiye amacı gütmez. Tavsiyem değil tercihimdir. Özel bir tedaviniz varsa doktorunuza danışmadan kullanmaya kalkmayın. Söz verdiğim üzere hint yağının sayısız kullanım alanlarından farkındalık amaçlı bahsetmek istiyorum. Hint Yağı’nın saymakla bitmeyecek kullanım alanı var ama en sık ne için başvuruluyor derseniz öne çıkan alanlar şunlar: * Ağrı/sızı * Enflamasyon/yangı/iltihap * Şiş/Şişlik * Gaz/gerginlik/dolgunluk * Kabızlık * Detoksifikasyon * Fibrokistik memeler * Cilt bakımı Sadece karına mı uygulanıyor ? * Karaciğeri uyarmak için karnın sağ yanına * Şişmiş, sızlayan eklem yerlerine * Bursit (kese iltihabı)’nda * Zorlanmış, kramplı kaslara * Kabızlık açmak ve bağırsak problemlerini gidermek için karna * Menstrüel düzensizlikleri ortadan kaldırmak, rahim ve yumurtalık kistlerini hedeflemek için karnın alt kısmına Ben de çok severim ve gece yatmadan gözkapaklarıma da ayaktabanlarıma da sürerim . Temizler, pamuğa döndürür, uyutur. Kendi üzerimde bir deneyim daha var başarılı olursa ondan da bitince bahsederim👍

Bu post bir tedavi , tanı ya da tavsiye amacı taşımaz. Sadece kendi deneyim ve tercihlerimdir.Çünkü yazmazsam çatlarım. Gebelik ve özel durumlarda mutlaka doktorunuza danışınız. 🌸🌸🌸 Konumuz bildiğimiz bir yağın , yeterince bilinmediğini düşündüğüm bir güzelliğini farketmem. Hint Yağından bahsediyorum. Namı diğer Castor Oil. 2019 yılına ışınlananlar bu kadim deva ile Karaciğer Sargısı yaptığımızı hatırlayacaktır. Neden mi yapıyoruz bunu? Yağın enflamatuvar ve lenf canlandırıcı etkilerini en üst düzeye çıkarıyor da ondan.Yağ haricen uygulandığında lipid yapısı sayesinde cilt yüzeyinden kolayca içeri girip lenfatik sisteme katılıveriyor. Lenfatik kanallarda dolaşırken lenf sıvısının akışını uyararak hücrelerde ne var ne yok, kir,pas atıkları temizliyor, masajla da birleşerek sihirli dokunuşu yapıyor. Bu yağı sadece karına sürebildiğimizi düşünmeniz beni üzer.Etki alanı oldukça geniş. Ağrı/sızı olan yerde , iltihap , yangılarda, şiş /şişlik durumlarında, gaz / gerginlik / dolgunluk , kabızlık, detoks, saç bakımı , cilt bakımı veeee fibrokistik memintolar. İşte deneyimim tam da bu noktada oldu. İyi huylu takipte olduğunuz fibrokistik bir memeniz yoksa hemen mutlu olun, öncelikle. Eğer varsa diyordu Barbara Oneill , 1 ay boyunca hint yağı kompresi yapın. Ele gelen, üzerine yatınca acıyan, acıdığı noktayı dokunmadan dahi bile tespit edebildiğin bir kistin varlığı yeterince endişe vericidir bilenler bilir. Ultrasonla bakılınca iyi huylu ama takip gerektirirler. İşte bunlardan biri , çok sevdiğim bir yakınımın ciddi rahatsızlık haberini almamın hemen akabinde adeta tetiklendi ve acımaya başlamıştı. Bakınız : Homeopati 😊

“Bu dünya üzerindeki en zor şey ,güneşin altında bir şey için kafa yormaktır” Karanlık (!) karantina günlerinin bana en büyük hediyesi olan okulumun hayatıma girmesiyle çok acayip bambaşka labirentlerde dolanmaya başladım. Ana akım medyada pompalanan hiç bir gürültünün ya da tiyatronun bir parçası olmamıştım zaten. Ancak toplu akıl tutulmaları yaşanırken hem kendi hem de ailemin frekansını yüksek tutmaya çalışırken, derslerim odağımı değiştirmeme inanılmaz yardımcı oldu. Herkesin sadece hastalık ve ölüm konuştuğu o günlerde sağlığı özgürlük olarak tanımlayan bir bilimin varlığı ve felsefesi çölde vaha gibiydi. Konunun yabancısı değildim elbette. Vitamingiller blogunun eskimeyen okuyucuları Homeopati podcast yayınlarımızı zaten biliyorlar. Yıllar öncesinden herkese ücretsiz erişebilecekleri bir akut eğitimi değerli Serdar Büyüközer tarafından vermiştik. Blogda hala durur. Türkiye’nin homeopatlarını tanıtmıştık, mantığına girmiştik zaten . İşte bütün bunlar hep canım Asena’mın vizyonudur. 🌸

Yazmayı özleyenlerde bugün 💓 Evet , bu kız sonunda sarı bezini eline alıp bu hesabın üzerinde birikmiş 1 karış tozu silmeye karar verdi. Neden? Çünkü 4 yıldır aktif olarak paylaşım yapmamama rağmen burayı terketmeyen dostlar var . Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Dönüşüm kolay oldu diyemem. Köprünün altından çok sular aktı. Hangi ucundan tutup anlatsam bilemiyorum. Girersem çıkabilir miyim onu da bilemiyorum. Gelişine vuracağım😊 Tanışalım mı ? Aramızda hiç eskimeyenler ve yeniler var. Eskiden tanıyanlar için ailenizin zeytinyağcısıyım. Zeytinyağcınızdım desem daha doğru olur. Bebelerini zeytinliğimizle büyütenleriniz çok oldu. Onların yeri kalbimde hep ayrı olacak🙏 Organik , soğuk sıkım , üstün kalitede erken hasat yağları ne çıktıysa bölüştük. Havalı şişelerde, fahiş fiyatlarla , ayrıcalıklı sofralara değil,makul fiyatlarla ortalama ailelerin de mutfağına oldukça yüksek kalitede yağlar soktuk. Yapmaktan en gurur duyduğum iş olmuştur. Bir gün geldi ,birileri bahçenin ortasından yol geçirmeye karar verdi. Yol da değil aslında yol için istinat duvarı .Ağaçları taşımamıza bile izin vermeden öylece dan diye girdiler. Davalar hala sürdüğü için bu kısımlara fazla girmemem hakkımda daha hayırlı olabilir, ama pes etmeye niyetimiz olmadığını, bizde de katır inadı olduğunu belirtmiş olayım… 🌸🌸🌸

Sevgili dostlar , Homeopat eczacı Fatma Henden hanımın Depremde Akut Pratik Homepati uygulamalarını konu alan dün akşamki sunumundan başlıklar aktarmak istiyorum sizlere ve kendisine teşekkür ediyorum. Bildiğimiz remediler ve uygulamalar olmasına karşın kafamızı ve enerjimizi toparlayıp harekete geçmekte zorlanabiliyoruz . Zamanla yarıştığımız saatlerden geçiyoruz. Hepimiz çok gergin , üzüntülü, derin yas ve şok halindeyiz. Biraz sonra yazacaklarım homeopatinin ideal uygulama hali değildir. İdeal anamnez , uzman homeopatlarca daha detaylı alınmalı ve ayırıcı tanılar arasındaki farklılaştırmalar dikkatle yapılmalıdır. Klasik homeopati sadece modern tıp gibi semptomlardan yola çıkmaz..Ancak gelin görün ki canlarımızın binlercesi enkaz altındayken ideali sorgulayacak durumda değiliz. O nedenle daha çok organoleptic olarak bahsedeceğim , semptom bazlı çok genel hatlarla, daha çok ihtiyacı olana ulaşması dileğiyle , biraz da elimden bişey gelmiyor duygusundan kendim de kurtulmak için yazacağım. Ola ki deprem bölgesine ulaşmış ya da yakında ulaşacak olan homeopat arkadaşlarıma ya da bir homeopata ulaşma imkanı ve ihtimali bulamayan vatandaşlarımıza bir umut düşüncesiyle deprem sonrası çokca göreceğimiz bazı olası tanıdık ruh hallerine yönelik soru cevaplarla fikir vermeye çalışacağım. Eminim bölgede canları pahasına gönüllü hizmetler veren tüm güzel insanlar gibi , en kısa sürede şifacılar , homeopatlar da bölgede yerlerini alacaklardır. Elbette yaralarımızı sarmak uzun zaman alacak . En azından bu türden sorunlarımızda yalnız olmadığınızı bilin ve bu ağır travmaları gelecek nesillerimize olduğu gibi aktarmamaya çalışalım. Bu nedenle homeopatiyi sakın bırakmayın. Nerde nasıl ihtiyacınız olacağını asla bilemezsiniz. İçinde bulunduğumuz mücbir sebepler bize bunu ispatladı. Hocamızın kişisel bir deneyimi olarak : Bir kişiye hayatında ilk kez remedy veriyorsanız , remedy yanlış seçilse bile kişiye iyi gelme ihtimali çok yüksek. İlk remedy genelde iyi çalışıyor. O nedenle ayırıcı tanıları tekrar gözden geçirerek karar vermeye çalışın. Remedinizin kalitesinden emin olmaya çalışın . Devamı yorumlarda, hikayelerde ve öne çıkanlarda olacak .

Ateş kardeş ver elini ! Anne telaşlı , endişeli, panik haldedir.5 dakika arayla mesaj yağmuruna tutar. Hala düşmedi! Hala düşmedi! Daha fazla dayanamaz ve paracetemolü verir. Ateş düşer , annenin kaygı seviyesi düşer. Konu kapanır. Ta ki çok yakında yeniden tekrarlayacak olan bir sonraki hastalığa kadar . Ateş yeniden ortaya çıktığında artık o kısırdöngüye çoktan girmişsinizdir. Bu uzun süreler devam ettiğinde bir gün gelir beden ateş üretmekten vazgeçer. Termostat bozulmuştur. Homeopatlar olarak; çocuklar gibi , karşımıza gelen yetişkinlere de “En son ne zaman ateşli bir hastalık geçirdiniz”diye sorarız. En çok kaç derece ateş üretebiliyorsunuz?39-40 ları duyduğumuzda mutlu oluruz. Bazen şöyle yanıtlar gelir. “Çok şükür hiç ateşlenmem. En son ne zaman ateşlendiğimi bile hatırlamıyorum” Biliriz ki ,bu hastanın iyileşmesi zaman alacaktır. Ateşin bir hastalık değil, bir semptom olduğunu anlamak zorundayız. Ona müdahale çocuğumuzun içsel iyileşme sürecine müdahaledir. O ateş yükselecek ki , kalp atışı hızlanacak , solunum artacak , beden daha fazla oksijenlenecek, daha fazla toksin, ter, idrar, istifra yoluya yüklerinden arındıkça beden yeniden kendini soğutmaya başlayacak. Homeopatın görevi ; ateşin kendisini düşürmeye yönelik değildir. Süreci ,bedenin gitmeye çalıştığı istikamette hızlandırmaya yardımcı olmak , hasta çok zorlanıyorsa ancak onu biraz rahat ettirmektir. Ateşi 39 lardan 37 ye şak diye indirmek değildir. Çoğu kez doğru remediyi aldığında uzun ve tatlı uykuya dalar minik. Uyanınca bir tık daha güçlenmiş olur. Eğer bebek 6 aydan küçük değilse, altta menenjit , sepsis gibi hayati bir risk yoksa , akut ateşlenmelerde ilk 2-3 gün kendi çocuğum için de, hiç bir zaman müdahale etmedim. Ne homeopatik , ne bitkisel, ne de kimyasal ajanlarla . 40 ateşlerde alev alev yandıktan sonra tekrar inişe geçeceğini bilirdim. Öyle de oldu. Ateş görünür olur olmaz homeopata koşmamalıyız. Elimizde sirkeli bezlerle müdahalelere başlamamalıyız. Eğer ateş dışında öksürük , karın ağrısı, boğaz ağrısı, nefes zorluğu vs eşlik eden ayırıcı semptomlar varsa bir homeopatik reçelendirme yapmamız mümkün olur. Çünkü her ateş aynı değildir. Devamı yorumlarda 👇👇👇👇

Bazen düşünüyorum da , asıl o jenerasyona nasıl kuvvetli bir allopatik büyü yapılmış 😊 Bu post , kronik tedavisi sürerken yeniden beliren geçmiş semptomları için aile hekimine ilaç yazdırmaya koşan koca yürekli annem başta olmak üzere tüm kendimizi anlatamadıklarımıza gelsin 😊 HOMEOPATİK TEDAVİ ACITIR MI ? Homeopatik tedavinin, geçmiş hastalıkları yeniden yaşatması üzerine ünü, haksız bir yakıştırmadır , Neden? Gelin anlatayım. Geçmişte 2 yıl romatizma yaşamıştım , ilaçlarla iyileşmiştim şimdi tekrar mı bununla uğraşacağım? 3 yıl önce bir dönem uykusuzluk çekmiştim, xanaxlarla o dönemi atlatmıştım , şimdi kronik tonsilitim var , tekrar uykusuz günlerime mi döneceğim Ergenlikte aşırı sivilcelerin, aknelerin vardı ve kremlerle iyileşmiştiniz ve yıllar sonra bir homeopatik tedavi almaya karar verdiniz ve bu tedavi sürecinde bir yerlerde bu sorun yeniden yaşamınıza geldi. Hayır , homeopatik tedavi, sizde olmayan bir şeyi getirmedi .Çünkü aslında o hastalık hiç gitmemişti , hep içerde uykudaydı. İlaçlarla baskılanmıştı sadece. Şimdi yaşam güç zamanda yolculuk yaptı ve orayı iyileştirmeye gitti ve bize bunu yeniden hatırlattı. Bu etkileri çok şiddetli yaşıyorsanız aldığınız tedavi sert bir tedavidir. Bazı homeopatlar tedavinin seyrinden emin olmak adına bunu tercih ettiklerini bizzat ben de deneyimledim ,oysa bu hastanın konforunu oldukça bozan da bir durumdur. Bu nedenle tedavinin yumuşak şekilde olması hedeflenmelidir. Eğer doğru remedi, doğru doz ve doğru kuvvette seçilmişse o remedi ile birlikte geçmişteki reflüyü yeniden hissedersiniz ama yoklar ve geçer. Size büyük rahatsızlıklar vermemelidir. Homeopatlar olarak bu durumda çok mutlu oluruz. Tedavinin doğru yolda olduğunu bize gösterir. Ama eğer reflüyü yumuşak değil çok sert tepkilerle yaşıyorsanız doz ve potenste bir sıkıntı var demektir ve bu homeopatinin değil, homeopatın hatasıdır. İdeal bir tedavi bu yıpratıcılıkta OLMAMALIDIR😊 Ilımlı olmalıdır. Güvenli yollarla , yumuşak bir iyileşme vadetmelidir. Aksi takdirde bu süreçte yeniden baskılama yapmak homeopatik tedaviyi zora sokacaktır. Bir kronik homeopatik tedavide iseniz homeopattan bu minik (!) detayları saklamayınız. Oldu.Tamam💐🌺🌻

Bu bir işbirliği değil deneyim yazısıdır . Zira her Türkiye dönüşü çantamda taşıdığım nadide sağlık ürünlerimden olur. Diğer ürünlerini kullanmadığım için yorum yapamıyorum. Ama olur da @orainbaynova tanıştırmak isterse hiç hayır demem 🙂 Dün gece akşam üzerine doğru üst üste hapşırmalar, aniden gelen bir halsizlik ,genzimin gerisinde bir akıntı ile beraber  hafif yanma hissi , burnumda karıncalanma hisleri falan..Amanın  bir kırıklık var üstümde galiba geliyorlar  derken makyaj çantamda  taşıdığım minik orain oksijen tek kullanımlık paketlerden 1  shot yaptım. Sabahına ne akıntı, ne yanma, ne hapşırık ,zımba gibi kendimi yine yollara vurdum . Ne olur ne olmaz diyip sabah 1 shot daha yaptım gene de.  Şu anda bu satırları Frankfurta giderken trenden yazıyorum hatta.  Madem kendim fayda görüyorum size neden anlatmayayım. Orainle tanışmam şu malum ismi lazım değil günlerden. 3 yıldır yaşanılan problemlerden sonra, toplumca  başta virüs ve enfeksiyon rahatsızlıkları ile başlayan süreç zaman içerisinde evrilerek farklı yeni bir çok sağlık sorunlarını doğurdu . Bugünlerde de kiminle konuşsam hastayız ailece diyor. Hele anneler , her hafta tekrarlayan ve sürekli okullardan eve doğru olan virüs trafiğinden bezmiş , hesabım homeopat soran DM lerle dolu. Alerjik ve bağışıklığı oldukça düşük bünyeleri güçlendirmeye yönelik kalıcı tedavi için Homeopati tavsiyem her daim cepte ve baki olmak üzere en azından - galiba hasta oluyorum dediğiniz zamanlarda işinizi görecek Oraini not edin kenara  . Orain , Sıvılaştırılmış Anyonik Oksijen barındıran, D vitaminleri, Potasyum , Sodyum mineralleri bulunan, vücudumuzun ihtiyacı olan oksijeni sağlamak için geliştirilmiş etkili bir çözüm . Nasıl ve ne zamanlar kullanıyorum ? Sağlıklı iken de kullanılabilir olduğu gibi, üzerimde bir kırıklık var , hasta olacağım galiba dediğiniz her an dahil hastalıkta da alınabilir .  Günlük bir veya iki defa 5ml =1 tatlı kaşığı kadar  dil altına damlatıp 15-20 sn ağzınızda beklettikten sonra gargara yapıp yutuyorum . Oksijenli ortamda virüs ve bakteriler barınamaz. Bu nedenle KD de etkili zaten. Güzelliği bunu her yere taşıyabiliyorum. Devamı yorumlarda 👇👇👇👇👇

Aslında bugün bir post hazırlamayı düşünmüyordum . Ama az önce arkadaşlarımla bu konu hakkında konuşurken neden bunu sizlerle de paylaşmayayım dedim. Malum şeytan ayrıntılarda gizli. Belki siz de denk gelmişsinizdir bir kaç gün önce Seren Serengil’in canlı yayında geçirdiği rahatsızlığa. Çoğumuz eminim işin magazinsel boyutuna takıldı ama biz homeopati meraklılarının gözünden kaçmayacak olaylar oldu o esnada. 2 yıllık eğitimimin son dönemecine yaklaşırken , en büyük kazanımım ne oldu diye sorarsanız yanıtım ne materia medica ne başka şey , en büyük kazanımın kesinlike akut ve kronik hastalıkların oluşum ve gelişim yolculuğunda kazandığımız farkındalık olduğunu söylemek isterim. Bu farkındalık öyle az buz bir olay değildir. Bedende baskılama sadece fiziksel yollarla olmuyor .Zurnanın zırt dediği yerlerden ve en tehlikeli olanlardan biri de DUYGUSAL BASKILAMALAR. Özellikle ÖFKE ve SEVGİ nizi söyleyemeyip devamlı şekilde içerde tutmanın ucu,yıllar içinde başta kanser ve bir çok patolojiye doğru hızla gitmekte. Bunun farkında olunmayarak yaşamaya devam ettiğimizde bir gün , neyi bu kadar yanlış yapmış olabilirim de bu benim başıma neden geldi diye düşünmek olası. Çevreniz sizi böyle görmesin diye ağlamaktan vazgeçtiyseniz, bir travmanız var ve bunu kimseyle paylaşamıyorsan, müdürden hakaret işittin ve o anda cevap veremedin, haksızlığa uğradın, kendini ifade edemedinse, canın istediği , sana mutluluk veren şeyleri yemeye yemeye sürekli bir stres altındaysan, kendini düşünmekten çoktan vazgeçip hep önce eşim, önce çocuğum, önce anne babam , önce işim diyip diyip peşine düşülmeyen hayaller listesi uzuyorsa , ya da hayal kurmaktan çoktandır vazgeçtiysen çanlar senin için de çalıyor olabilir mi? Devamı yorumlarda 👇👇👇

Burnu düşse eğilip almaz. Mağdur edebiyatıyla hiç işi olmaz. Artık benden daha iyi tanıyorsunuz. Cinstagramın hesabını kapatmasını şeref madalyası olarak boynuna takıp , homeopati yollarını aşındırmaya çoktan başladı bile. Uzaklarda bir yerlerde bir şeyler kök salıyor, biliyorum.. Asla yalnız yürümeyeceksin diyenler için ona ulaşabileceğiniz iletişim noktalarını vermek de bana düşer. Bookmarqt.com yayınevinin yayınlarını da takibe devam edebilirsiniz. Seni Seviyoruz Asena Devlet 💖